İşin Uzmanı: Diyabet Diyetisyeni Tuğba Gökçe
Merhaba Tuğba hocam öncelikle sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz?
Merhaba, ben diyetisyen Tuğba Gökçe. Hacettepe Üniversitesi 2012 mezunuyum, uzmanlığımı da yine kendi okulumda tamamladım. 2016 Haziran’dan bu yana multidisipliner bir ekibin parçası olarak, pediatrik endokrinoloji ve diyabet diyetisyeni olarak çalışmaktayım. İlk kez 2011 yılında hocam Hülya Gökmen Özel’in yönlendirmesi ile Prof. Dr. Şükrü Hatun liderliğinde 14.sü düzenlenen Arkadaşım Diyabet Kampına öğrenci olarak katılma şansım oldu. Aynı yıl Diyarbakır’da ilk kez düzenlenen, o bölgedeki illerden daha çok ihtiyaçlı olan çocukların katıldığı kampa benim de katılma şansım oldu. Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi Baş Diyetisyeni Sabriye Saruhan mentörlüğünde katılmam ayrı bir şanstı benim için, Sabriye abla ile her şey öğrendiklerimin gerçek hayata dönüşmesini sağladı, kendimizi lahmacunun karbonhidratını sayarken bulduk . Bu çocukların Türkiye’nin dört bir yanından gelen doktor, diyetisyen, hemşire ve psikologlara erişim sağlayabilmesinden çok etkilendiğimi, hayatımın geri kalanında çocuklarla çalışmak için çok büyük bir arzu duyduğumu hatırlıyorum. Şükrü Hocam ile de yollarımız burada kesişti. İş ve hayat şartları nedeniyle 1 yıl kadar Ankara’da özel bir okulda, 3 yıl kadar Tekirdağ Halk Sağlığı Müdürlüğünde görev yaptım. Şu an tek bir alanda (ki bu alan çocuklarla çalışmak olunca) çalışmanın ne kadar güzel olduğunu, keyif alındığını, bir alana yoğunlaşmanın bir işi kavramak ve çalışmak/okumak istemekle ilgili insanı ne kadar ileriye taşıdığını anladım diyebilirim. Makalelerde okuduğumuz ‘’multidispliner yaklaşım’’ ı gerçekleştiren bir ekibin parçası olarak, işimi tam anlamıyla yapabildiğimi hissettiğim, canım gibi sevdiğim hocalarım ve arkadaşlarımla birlikte 6,5 yıldır çalışmaktayım.
Hangi alanlarda çalışmalar yapıyorsunuz?
Ağırlıklı olarak tip 1 diyabetli çocukları görmekle birlikte, sağlıklı çocukların yanı sıra yeme davranış bozukluğu olan veya obezite tanısı ile takip edilen çocukları da görüyorum. Klinik araştırmalarımız daha çok tip 1 diyabetli çocukların tedavi, bakımları ve diyabet teknolojileri ile ilgili. Yalnız hasta bakan değil, hastalarının yaşamlarını 360 derece kavrayan bir ekibin parçası olduğumu söyleyebilirim. Her yıl rutin olarak düzenlediğimiz Arkadaşım Diyabet Kampı, Arkadaşım Diyabet Aile Kampı, Arkadaşım Diyabet Koşusu, yılda iki kez sağlık çalışanlarına ve ailelere seminer/eğitimler, müze gezileri, her ay okul hemşirelerine ve öğretmenlere eğitim verilmesi gibi ailelerin ihtiyacını gözeten bir yaklaşımı paylaşıyoruz. Her diyabetliye verdiğimiz kitaplar ve güncel literatürün çevirilerinin de yer aldığı www.arkadaşımdiyabet.com websitesi de aileler ve bizler için bir kütüphane gibi ve her daim güncelliyoruz. Tüm bunlar, ailelerle ‘’aile’’ olmayı ve onları daha iyi hissetmemizi, sırf bu nedenle bile ilerlememizi sağlayan,zorunlu hale getiren bir oluşum yaratıyor.
Gözlemci ve araştırma pozisyonlarında birçok ülkeye gittiniz. Bu tarz saha gözlemleri yapmak size neler kattı? Yabancı meslektaşlarımızdan neler öğrendiniz?
Alanında uzman farklı kliniklerin günlük akışları, uzmanların diyabetliler ile iletişimleri, kliniklerindeki araştırma süreçleri ve ellerindeki imkanları değerlendirme şekilleri bana ayrı bir pencere açmıştır. Aile deneyimlerinin ihtiyaçların belirlenmesi bakımından aslında her şeyin başlatıcı faktör olduğunu ve onların ihtiyacına yönelik araştırmalar yapmanın öenmini daha iyi anladığımı söyleyebilirim
Kliniğinizde birçok çocuk yeni tanı alıyor ve bu süreci en başından beri birlikte sürdürüyorsunuz. Bir diyetisyen olarak burada zorlandığınız anlar ve meslektaşlarınıza önereceğiniz doğru tutum hakkında bilgi alabilir miyiz?
Şükrü Hoca hep ‘’Bir çocuk diyabet tanısı aldığında aile de diyabet tanısı almış gibi olur, hepsini bir kişi gibi düşünüp öyle değerlendirmeliyiz.’’ der. Bu sözü içimdekileri tam olarak ifade ediyor. İlk zamanlarda aileler anlaşılmaya ve sakinlemeye daha çok ihtiyaç duyuyor sanırım. Bazen aileler eğitimlerde bu işin altından kalkamayız gibi düşünüyorduk diye çok bahsederler, ellerinde yasaklı besinler listesi olan bazı ailelerin ağladığı da olur. Bu yüzden eğitim hızımızı onların ihityaçları doğrultusunda ayarlamak, ilk aşamada onları nasıl bir süreç bekliyor bunu olabildiğince basit ve sade bir dille anlatmak, sağlıklı beslenme konusuna vurgu yapmak çok önemli diye düşünüyorum.
Karbonhidrat, protein ve yağ sayımı konusunda bilgi almak isteyen meslektaşlarımız için önerebileceğiniz ulusal veya uluslararası eğitimler var mı?
Kılavuzlarda (ISPAD ve ADA) protein ve yağ sayımına dair net bir öneri bulunmamakla birlikte başlangıç olarak uygulama önerisi yer almakta. ISPAD RESOURCE PLATFORM’u bu konuda yapılan çalışmalara ve güncel kongre kayıtlarına erişebildiğimiz yararlı bir kaynak olarak önerebilirim.
Ekibiniz tip 1 diyabet için sensörün önemine vurgu yapıyor. Bu konu neden bu kadar önemli? Sizlere nasıl yardımcı olabiliriz?
Klinik araştırmalar ve uluslararası uzlaşı raporlarında CGM kullanımının metabolik kontrolü iyileştirdiği, komplikasyon riskinde azalma sağladığı bahsedilmekte. Bunun yanısıra hem diyabetlilerin hem de biz sağlık çalışanlarının 24 saatlik düzende olan her durumun etkisini an be an görmenin diyabeti kavramamız bakımından önemli olduğunu düşünüyoruz. Kapiller glukoz ölçümü ile anlık bir fotoğraf elde ederken, CGM ile her 5 dakikada alınan glukoz verileriyle neredeyse bir video kaydına sahip olduğumuz söylenebilir. Aileler de her besinin glukozda yarattığı değişimi defalarca görerek kendi kendine diyabet yönetimi konusunda ustalaşabiliyorlar ve bu da iyi bir metabolik kontrolü beraberinde getiriyor. Ben de bir diyetisyen olarak beslenmeye bağlı glukoz dalgalanmalarını azaltmak adına somut veri gösterebildiğim için sağlıklı beslenmenin önemini anlatırken çok faydalanıyorum.
Tip 1 diyabet konusunda çalışmak ekip işi; bunu sizi ve Koç Üniversitesi ekibini takip ederken görüyoruz. Peki, diyetisyenler böyle bir ekibe dahil olmak için neler yapabilirler?
Benim ekibe dahil olma yolculuğum ben 3. Sınıfta öğrenci iken aile kamplarına katılmamla başlamış oldu. Sadece diyabete özgü değil, bence her alan için; yapılan aktivitelerde yer almak, sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlamak tek bir alanda derinleşmek adına yepyeni kapılar açabilir bize.
Tip 1 Diyabet’e ilişkin diyetisyenlerin ve beslenme ile ilişkili sağlık profesyonellerinin katılabileceği organizasyonlar, podcast serileri, online eğitimler veya kitap önerilerini sizden alabilir miyiz?
En başta diyabet kamplarını söylemek isterim. Kamplar sadece çocuklar değil biz sağlık profesyonelleri için de harika bir eğitim yeri. Teorikle pratiğin buluştuğu yer diyebiliriz. Arkadaşım diyabet sayfasından (https://www.arkadasimdiyabet.com/ ) düzenlenen etkinlikler, podcastler ve kitaplara ulaşılabilir (Sürekli güncel kalan bir kütüphaneye benzetiyoruz biz). Ayrıca arkadasimdiyabetonlinekamp instagram hesabından da etkinlikler ile ilgili bilgiye erişebiliriz. Bunların dışında çocuk endokrinolojisi ve diyabet derneği web sayfasından (https://www.cocukendokrindiyabet.org/ )ülkemizde yapılan diğer etkinliklere de erişim mümkün.
Meslektaşlarınız sizlerle çalışma tasarlayabiliyor mu? Evet ise, ne tür bilimsel çalışmalar yapılabilir? (burada bir işbirliği olmuyorsa, soruyu silebiliriz)
İremcim, biz genelde ekip olarak klinik araştırmalar yapıyoruz, bazen diğer merkezlerin de katılımıyla çok merkezli çalışmalarımız olabiliyor. Ama zaten merkezler belli olduğu için direkt kendileriyle iletişime geçiyoruz (Diyarbakır, Samsun, Ümraniye vb). O yüzden bu soruyu nasıl yanıtlayacağımı bilemedim.
Twitter: @tugbaagokcee
Linkedin: Tuğba Gökçe
Email: tgokce@kuh.ku.edu.tr