KANSER VE BESLENME

Kanser Hakkında

 

Kanser, vücuttaki bazı hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyüyerek vücudun diğer bölgelerine yayıldığı çok yönlü bir hastalıktır. Trilyonlarca hücreden oluşan insan vücudunun her yerinde kanser hücresi oluşumu gerçekleşebilir. Normalde vücuttaki hücreler metabolizmanın doğal sürecine uygun şekilde büyür, çoğalır; yaşlandığında veya hasar gördüğünde ölür ve yerlerini yeni hücreler alır. Bu düzenli süreç bozulup anormal ve hasarlı hücreler büyüyüp çoğalırlar ve tümörleri oluştururlar. Kanserli tümörler yakınındaki dokulara yayılır veya uzak dokulara sıçrayıp yayılabilir.

 

İstatistiklere göre; dünyada 5 erkekten 1’i, 6 kadından 1’i kanserin bir türünü tanı alsa da; tarama, erken teşhis ve tedavilerdeki gelişmeler sayesinde yaşam süresi ve yaşam kalitesi arttırılmaktadır.

 

 

 

Kanser ve Beslenme İlişkisi

Kanseri Önlemek için Nasıl Beslenilmeli ?

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, kanser yükünün %30-40’ı tütün kullanımı, alkol tüketimi, meyve ve sebzeden fakir beslenme, aşırı kilo ve obezite ve fiziksel hareketsizlik gibi yaşam tarzı risk faktörlerine atfedilebilir. Bu risk faktörleri birlikte ele alındığında, sağlıklı bir beslenme düzeni, fiziksel aktivite ve vücut ağırlığı yönetiminden oluşan bir yaşam tarzı kanserin önlenmesinde önemli bir rol oynar. Kanserin önlenmesi için beslenme önerileri ;

Sağlıklı vücut ağırlığının devamlılığı sağlanmalı :

Beden Kitle İndeksi (BKİ) 20.0-25.0 kg/m2 arasında olmalı, BKİ’deki her 5 birimlik artış farklı kanser türlerinde %5 ile %50 arasında oluşma ihtimalini arttırmaktadır. BKİ’ye ek olarak bel/kalça oranı değerlendirmesi yapılmalıdır. Bel çevresindeki yağ dokusundaki artış kanser ve diğer kronik hastalık riskini arttırmaktadır. Bel/kalça oranı erkeklerde 0.9, kadınlarda 0.85’in altında olmalıdır.

Beslenme programı tam tahıllar, sebze, meyve ve baklagillerden zengin olmalı :

 Sağlıklı beslenme ile kanser oluşma riski %10-20 azalmaktadır. Meyve ve sebzeler içerdikleri beta-karoten, C vitamini, E vitamini ve selenyum sayesinde antioksidan özellik gösterir ve hücre hasarını azaltır. Ayrıca bağışıklık sisteminin devamlılığını sağlayarak kanser ve diğer hastalıkların oluşma riskini azaltır.

Posadan zengin olan baklagil ve tam tahıllar özellikle sindirim sitemi kanserlerine karşı koruyucudur.

Yağ tüketimi düzenlenmeli :

Yüksek yağlı diyetler meme, kolon ve prostat kanseri riski ile ilişkilidir. Özellikle hayvansal kaynaklı yağlar; doymuş yağ, kolesterol ve kalori açısından yüksek olduğundan tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Bununla birlikte; vücutta antiinflamatuar etki gösteren omega-3 kaynaklarına yer verilmelidir. Somon, sardalya, ceviz, fındık, chia tohumu, keten tohumu, avokado, semizotu gibi omega-3 kaynaklarına beslenmede düzenli olarak yer verilmelidir.

Yağ tüketimi düzenlenmeli :

Yüksek yağlı diyetler meme, kolon ve prostat kanseri riski ile ilişkilidir. Özellikle hayvansal kaynaklı yağlar; doymuş yağ, kolesterol ve kalori açısından yüksek olduğundan tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Bununla birlikte; vücutta antiinflamatuar etki gösteren omega-3 kaynaklarına yer verilmelidir. Somon, sardalya, ceviz, fındık, chia tohumu, keten tohumu, avokado, semizotu gibi omega-3 kaynaklarına beslenmede düzenli olarak yer verilmelidir.

Alkol kullanımınıza dikkat edin :

 Alkollü içeceklerin tüketiminin karaciğer, sindirim sistemi organları ve meme kanseri riskini arttırdığına dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Bu sebeple alkol tüketimi azaltılmalı; kadınlar günde 1, erkekler 2 kadehtan fazla alkollü içecek tüketmemelidir.

İşlenmiş etler tüketilmemeli :

 Salam sosis, jambon benzeri işlenmiş etlerin tüketiminin kalın bağırsak kanseri riskini %18 arttırdığı gösterilmiştir. İşlenmiş etlerin raf ömrünün uzatılması ve tad değişiminin sağlanması amacıyla kullanılan tuz ve koruyucu maddeler kanser riskini arttıran faktörlerdir.

Şeker tüketimi azaltılmalı :

Yüksek miktarda şeker ve tatlandırıcı içeren gıda ve içecek tüketimi kısıtlanmalıdır. Özellikle sık sık ve büyük porsiyonlarda tüketilmesi hem çocuk hem yetişkinlerde vücut ağırlığında artış, yağ dokusunda artma ve beraberinde kanser riskini arttırmaktadır.

Kanser Tedavisi Sırasında Nasıl Beslenilmeli ?

Kanser tedavisi beslenmeyi nasıl etkiler ?

 

Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ve radyoterapinin çeşitli yan etkileri olabilmektedir. Konstipasyon (kabızlık), diyare (ishal), halsizlik, tat kaybı, mide bulantısı, kusma ve iştahsızlık gibi yan etkiler günlük yaşam kalitesini düşürebilir bu sebeple yeterli ve dengeli beslenmeyi engellenerek vücut ağırlığı kaybına sebep olabilir.

Kanser tedavisi sırasında nasıl beslenilmeli?

Günlük enerji ve diğer makro/mikro besin ögesi ihtiyaçlarınızı  karşılamalı :

-Vücut dokularının onarımı ve bağışıklık sisteminin devamlılığı için yeterli protein almalısınız. Proteinin iyi kaynakları olan; yumurta, balık, az yağlı etler, tavuk, az yağlı süt ve süt ürünleri, kuruyemişler ve baklagiller düzenli olarak tüketilmeli.

-Günlük enerjinin önemli bir kısmını oluşturan yağların tüketiminde; doymuş yağlar ve trans yağlar yerine ; tekli ve çoklu doymamış yağ kaynakları (zeytin, zeytinyağı, balık vb.) tercih edilmelidir.

-Vücudun esas enerji kaynağı olan karbonhidratlar vitamin, mineral, posa ve fitokimyasallardan zengindir. Basit karbonhidratlar (şeker, beyaz un ve beyaz undan yapılan besinler) yerine tam tahıllı karbonhidrat kaynakları, meyve ve sebzeler tercih edilmelidir.

 

 Besin hijyenine dikkat edilmeli :

Tedavi sebebiyle zayıflayan bağışıklık sistemi çevresel faktörlere açık hale gelir. Bu sebeple besinlerin hazırlık ve pişirme sürecinde hijyene dikkat edilmesi çok önemlidir.

– Yemek hazırlayan kişi elini sabunlu su ile en az 20 saniye yıkamalı, yemek hazırlanan yer temiz ve kuru olmalı,

-Çiğ ve pişmiş gıdalar birbiriyle temas etmemeli, et ve sebze grubu için ayrı kesme tahtaları kullanılmalı,

-Yemekler iyi pişmiş olmalı, beklemiş yemekler tüketilmemelidir,

-Besinler bakteri üremesine sebep olabilecek sıcaklıklarda bekletilmemeli. Buzdolabında veya buzlukta depolanmalı. Buzlukta saklanan bir besin buzdolabına alınarak çözdürülmeli ve çözdürülen bir besin tekrar dondurulmamalıdır.

 

Besin ilaç etkileşimleri göz önünde bulundurulmalı :

 Bazı besinlerin tüketilmesi tedavi sırasında uygulanan ilaçlar ile etkileşime girerek ilacın etkisini arttırıp/azaltabilir. Özellikle kemoterapi sırasında; greyfurt, ısırgan otu/tohumu, içeriği bilinmeyen karışımlar tüketilmemelidir.

 

 

 

KAYNAKÇA:

 

  1. Ullrich A. Cancer Control: Knowledge Into Action: WHO Guide for Effective Programmes. World Health Organization, 2007.
  2. McGowan JV, Chung R, Maulik A, Piotrowska I, Walker JM, Yellon DM. Anthracycline chemotherapy and cardiotoxicity. Cardiovascular drugs and therapy. 2017 Feb 1;31(1):63-75.
  3. Ervik M, Lam F, Ferley J, et al. Cancer Today. 2016. International Agency for Research on Cancer.  Available from http://gco.iarc.fr/taody. Accessed on 2019/4/15.
  4. Mehta LS, Watson KE, Barac A, Beckie TM, Bittner V, Cruz-Flores S, Dent S, Kondapalli L, Ky B, Okwuosa T, Piña IL. Cardiovascular disease and breast cancer: where these entities intersect: a scientific statement from the American Heart Association. Circulation. 2018 Feb 20;137(8):e30-66.
  5. Bowles EJ, Wellman R, Feigelson HS, Onitilo AA, Freedman AN, Delate T, Allen LA, Nekhlyudov L, Goddard KA, Davis RL, Habel LA. Risk of heart failure in breast cancer patients after anthracycline and trastuzumab treatment: a retrospective cohort study. Journal of the National Cancer Institute. 2012 Sep 5;104(17):1293-305.
  6. Benefits of good nutrition during cancer treatment, American Cancer Society, Mart 2022