Sağlıklı ve Sürdürülebilir Bir Diyet: Yeni Bir Değerlendirme ve Ezber Bozan Bilgiler

Sağlıklı bir beslenme örüntüsünü oluştururken, bugüne dek gördüğümüz sağlıklı diyetler (Akdeniz Diyeti, DASH Diyeti, vb.) ve ülkelerin sağlıklı beslenme bazlı piramitlerinde aktarıldığı gibi tam tahıllar, meyve ve sebzeler, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, sağlıklı yağ kaynakları ön plana çıkıyor.

Peki, konu “sürdürülebilir ve ekolojik olarak uygun bir diyet” olduğunda, nasıl hesaplama yapıyoruz?

Son zamanlarda, birçok farklı mecrada, karbondioksit emisyonu hesabıyla, farklı besinlerin kıyaslandığını ve sadece sürdürülebilirlik hedefinin oluşturulduğuna ilişkin yanlış bilgilerin oluştuğunu aktaran Dr. Peter de Jong, ‘yaşam döngüsü değerlendirmesi – Life Cycle Assessment’ denilen, besinlerin hesaplanması sürecinde insan ve gezegen için sağlıklı olması terimini açıklıyor. Jong kariyeri süresince, tedarik zinciri süreçlerinde bu iki kısmı gözeterek modellemeler üzerinde çalışmış. Verdiği röportaj üzerine, bazı ezber bozan bilgiler;

  1. Ürünün miktarı, karbondioksit emisyonunu oluşturan tek faktör değildir. Daha önemlisi besinin içerdiği ‘besin ögesi’ miktarıdır. Örneğin, mineralli suların karbondioksit oranı düşüktür (ama tabii kimse bununla hayatta kalamaz).
  2. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi – Life Cycle Assessment; hesaplamaları, yani bir ürünün tüm tedarik zinciri boyunca ne kadar sürdürülebilir olduğuna ilişkin hesaplamaların henüz bir standardı yoktur. Bu yüzden bu tarz bir bilgi görüldüğünde, kaynağı sorgulanmalıdır. Örneğin; yeni hesaplamalarda arazi kullanımı, fosfat ve nitrojen emisyonu da kullanılabilmektedir.
  3. Bir besini tüketirken, sadece ekolojik yarar gözetemeyiz. Bir insanın gelişmesi ve iyileşmesi için tüketmesi gereken belli besin ögeleri vardır. Bu sebeple, insan sağlığı ve gezegen sağlığı gözetilerek seçimler yapılmalıdır. Bu amaçla “Besin Ögesinden Zengin Besinler Skoru – Nutrient Rich Food(NRF) Score” geliştirilmiş ve amacı doğru hesaplama ile kıyaslama yapılmasını sağlayarak bu önemli iki faktörü birleştirmektir. Örneğin, NRF’si yüksek olan ürünler sağlığımızı olumlu etkiler. Çeşitli besinlerin NRF değerleri üzerine çalışıldığında, tam yağlı sütün içerdiği besin ögeleri sebebiyle, yulaf ve soya sütüne kıyasla daha düşük bir ekolojik ayak izi oluşturduğu gözlenmiştir. Burada amaçlanan, bireylerin istek ve ihtiyaçlarına göre, doğru miktarlarda güvenli ürünlerle seçim yapmalarıdır. Bazı haber kaynakları, bitki bazlı ürünleri öne çıkarmak için yanlış kıyaslamalar yapabilmektedir.
  4. Birleşmiş Milletlerin hesaplamasına göre, dünyada bugün 3 milyon tondan daha fazla proteine ihtiyacımız var. Proteinden zengin besinlerin azlığı ve kaynaklarının da azlığı sebebiyle doğru yönetilmesi gerekiyor. Özellikle proteine daha çok ihtiyacı olan ve dezavantajlı grupların (yaşlılar, çocuklar, vb.) tüketimini artıracak çeşitlerin de sağlanması gerekiyor.

Kaynak

Perspective ‘Make sure consumer diets don’t become more unhealthy due to sustainability concerns’, Agrifoods Network, 2021